Olimpos

Ağaçlar, ağaçların bittiği yerde kumsal ve deniz. Başlı başına yeterli gidip görmek için hele birde ağaçların arası 2000  yıllık tarihle dolu olunca, tarihi Likya yolu oradan geçince ve ne kadar entel kuntel adamın bi olimpos görmüşlüğü varsa sizinde görmeniz şarttır. Biz Olimpos öldükten sonra gittik maalesef eski halini bilmiyoruz. Nesri öldü nesri duruyor onu da bilmiyoruz. Ama ölü hali bile hoşumuza gitti.

Denizi çok güzel değildi yani o sahil şeridinde çok daha iyi yerler var, kumsalı süper değildi, e ağaçlarında bi faydasını görmüyorsunuz. Ancak üçünü bir arada görünce genel bir mutluluk vermiyor değil insana.

Olimpos öldü abi yaa kısmına biraz katılıyorum. Birkaç gözlemim oldu. Birincisi plaj inanılmaz kalabalık (Ramazan ayı olmasına rağmen) sanki DSİ nin yaz kampı bu sene Olimpos’ta yapılıyor. İkincisi plajda o kadar çok şarkı söylenip ateş yakılmış ki hemen hemen her yer yanmış odun parçalarıyla dolu. Üçüncü olarak ta piyasada o kadar çok Olimpos muabbeti yapıldı ki insanlarda şöyle bir intiba oluştu --oraya giden hatunlar hippi, çok rahat davranıyorlar, her iş daha kolay olabiliyor, insanlar çıplak denize giriyorlar (özellikle geceleri)—e bunun sonucu olarak ta ortalık sap sopa kaynıyor. Buradan üzülerek o hayallerle dünyanın yolunu kat edip Olimpos’a gideceklere peşinen söyleyeyim ne Olimpos’ta ne de dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Sakin kafayla bir daha düşünün sizde ikna olacaksınız. Zaten gelenlerin %80 i bu amaçla geldiği için olsa bile size denk gelme ihtimali baya düşük.

Ha gerçekten görmek için gidenler ise inanın o kadar yola fazlasıyla değecektir. Ağaçların arasından tarih fışkırıyor. Daracık keçi yollarından inanılmaz yerlere ulaşıyorsunuz. Gitmişken bir gece kalmakta fayda var gece gizlice o tarihi mekanlara girmek ormanın içinde gizlice dolaşmak fikri aklınızdan çıkmayacak. Belki ben çok Indiana Jones filmi seyrettiğim için böyle düşünüyor olabilirim ama yinede görmeden karar vermeyin.

Birkaç yararlı bilgi. Orange pansiyonda kalabilirsiniz yine oralardaki hemen hemen tüm restoranlarda standart lezzette ve makul fiyatlara karnınızı doyurabilirsiniz.

Olimpost’ta dükkanların pansiyonların felan olduğu bölgeyi geçtikten sonra karşınıza plaj ve antik kent için giriş kapıları geliyor. Ayak bastı parası kişi başı 3 TL. zaten o kadar geldikten sonra kimsenin itiraz edeceğini zannetmiyorum. Uzun süreli kalışlarda hergün o parayı veriyormusun, müze kart geçiyor mu, içeri girmenin kaçak yolları var mı bilmiyorum. Birkaç gün geçirmeyi planlıyorsanız siz araştırırsınız.

Kapıdan içeri girdiğinizde sağ tarafınızda yol boyunca takip eden bir dere var(her ne kadar yazın kurusa da yinede su yatağı baya geniş).  Hemen sol tarafta ise tarihi kalıntılar başlıyor detay vermeyeceğim gidince kendiniz görürsünüz. Yalnız uyarayım akarsuyun diğer tarafında da bir şeyler var biz gidemedik bilmiyorum girilebiliyor mu ama girilmiyorsa bile kaçak yollardan girmekte fayda var. Hatta girmek yasaksa daha eğlenceli olacaktır eminim.  Birde kumsalın sağ tarafında kalan bir kale var sanırım Cenevizlilerden kalma bir yapı. Yine oraya da tırmanmak ve oradan   sahile bakmak eğlenceli olabilir.

Son olarak bir de uyarı yapmam gerek. Parmak arası terlikle dolaşılacak yerler değil ya kendinize adam gibi bir sandalet alın gitmeden önce yada ayakkabı.

ULAŞIM
Kalkanla kumluca arasında kalıyor. Bildiğim kadarı ile Antalya’dan minibüsler var. Ayrıca ana yoldan Olimposa inen kavşağa ulaşabilirseniz oradan Olimpos’a  sürekli ring seferleri var. Ayrıca bulunduğunuz şehirden direkt olarak Olimpos’a gidecekseniz yukarıda bahsettiğim kavşakta Kamil Koç ve Metro seyahatin acentelerini gördüm. Sanırım o kavşağa kadar sizi getirirler. Eğer kendi aracınızla gelecekseniz yine bahsettiğim kavşaktan itibaren dar ve virajli bir yola hazırlıklı olun. Neyse ki çok uzun değil.

NERDE KAL

Nerde kalırsan kal çok fark etmeyecek sanırım artık o kadar piyasa oldu ki olimpos ordaki en kötü pansiyonun bile internette  iletişim bilgilerini bulabilirsiniz. Pazarlık edin fiyatı uygun olanı tercih edin. Bana sorarsanız da Orange da kalın.  Ha birde ağaç var deniz var doğal olarak bi dünya sinek de var Raid in prize takılan likid sinek kovucularının etkili olduğunu da hatırlatayım.

orange pansiyon restoran

yanlış hatırmalıyorsam kilise kapısı

Kaş

Öncelikle genel bir yazı yazmak gerek Kaş hakkında. İlk gittiğimde piyangodan para kazanırsam ne yapacağımı bulduğumu düşünmüştüm. Kaş'a yerleşecektim. Yolu kötü kimse zahmet edip misafirliğe gelmez, kendisi ve çevresi güzel canım sıkılmaz diye düşünmüştüm. Değişmedi hala düşüncelerim. Birgün o sayısal bana  çıkacak bende gidip Kaş'a yerleşeceğim. Manzara inanılmaz ama güzel olan kısmı henüz bozulmamış olması. Artık çok klasikleşti orsaı bozuldu burası bozuldu demek. Merak edene söylüyorum kaş henüz bozulmadı arkadaşlar (Bu yazıyı çok fazla insan okumayacağı için bozulmasını da hızlandırmam heralde) İçinden denize girilecek fazla alanı olmadığından mıdır, suyu soğuk ondan mıdır, plaj yok ondan mıdır bilemem ama yerli turistinde gözde mekanlarından değil Kaş. Belkide ben hep ramazan ayında gittiğim için öyledir. Sonuçta sessiz sakin Öyle barlardan diskolardan geçilmeyen diğer tatil yörelerinden bu yönüyle farklı geldi bana.  

Aşağıda başlıklar halinde Kaş'la ilgili gözlemlerimi ve tecrübelerimi paylaşıyorum. İşinize yaraması dileği ile. 

Kaş tepeden görünüm

Ulaşım.

En kestirme yol bildiğiniz yoldur. Bu lafı insan Kaş'a giderken daha iyi anlıyor. Finike demre yoluna virajlı deyip eldeki haritaya inanıp dağ yollarına vurursanız bir yerden sonra "Doğal hayatı koruma bölgesi" diye yada "Rakım 1520" şeklinde tabelalar görmeye başlıyorsunuz. Yol o kadar dar ve virajlı oluyor ki tamam geri dönüp demre üzerinden gideyim deseniz arabayı döndüremezsiniz.  Nerden mi bahsediyorum Kaş - elmalı- korkuteli güzergahından. Adını bilmediğim yüce dağlara çıkmışlığım var Kaş'tan Ankara'ya dönerken. Neyse kısa keseyim. Ankara-Kaş için bunu kesinlikle söylüyorum inanmayanlar yolda anlayacaklardır zaten en kısa ve en düzgün yol Ankara-Antalya-Kaş tabi bu arabayla gidenler için. Arabayla gitmeyenler için Dalaman havaalanı 160 km, antalya havaalanı 220 km kesinlikle dalamanı tercih edin yollarda, manzarada çok daha güzel. Sanırım Kaş'ın çok tercih edilmemesinin bir sebebi de Finike-Demre arası yolun tek şerit ve çok virajlı olması olabilir. Bunun dışında uyarımı tekrar ediyorum kesinlikle ama kesinlikle haritaya güvenip bilmediğiniz bir yola girmeyin. İstanbul'dan arabayla ulaşım içinde haritaya baktım ancak bir fikir edinemedim her yol beni o dağlara çıkarıyor gibi geldi sanırım bir şekilde fethiye taraflarından gelmek daha iyidir.

Alternatif yol seçerseniz aşmanız gereken dağlar

Kalınacak yerler.

Kalınacak yer ile ilgili yorumlar: Kaş'a gitmenin bir amacı da gece Meis manzarasını seyretmek olmalı inanılmaz güzel. Eğer yemekten sonra eğlence mekanlarında bira eşliğinde bunu yapacaksanız ok. Ama otel odamdan seyretmek istiyorum o guzel manzarayı diyorsanız Küçük çakıl plajı  civarındaki otelleri tavsiye ederim (2009 daki haliyle La villa hariç)

Hotel La Villa: 2009 tatilinde La villa da kaldım. Manzarayı anlatmam zor harika bir gece manzarası. Bir başka avantajı da Kaş'ın merkezinde olması her yer yürüme mesafesinde. Ama iş temizliğe gelince tam anlamıyla sınıfta kaldı. Çalışmayan bir klima ve TV 180 cm ve ustu insanların eğilmeden duş alamayacakları küçücük banyo kısmı da diğer eksileri. Otele ait küçük bir alandan denize de girilebiliyor. Otel müşterilerine şezlong ücretsiz. Tüm odaları için elbette aynı şey söylenemez ama yinede manzara ve konumuna rağmen 2. bir şans vermeyi düşünmüyorum.

Thetis Otel: 2010 tatilinde çukurbağ yarım adasında bulunan Thetis oteli tercih ettik. Oda yetkilinin telefonda söylediği gibi deniz görüyor ancak hiç görmese de olacak bir yerini görüyor. Zaten denizden çok da dağ manzaralı denilebilir. Oda da TV yok zaten ihtiyaç da yok. Eğer valiziniz büyükse yada eşyanız çoksa odaya sığamayabilirsiniz. Temizlik gayet tatmin ediciydi. Ama Thetis otel de gerek konumu gerek manzarası ile 2. kez tercih etmeyeceğim otellerden birisi olacak.

Gitmediğim ama güvenilir kaynaklardan doğruladığım birkaç kalınacak otel şu şekilde,

 Meltem pansiyon : Kaş'ın içinde Meltem sokakta burası bir pansiyon fazla bir şey beklememek lazım ama sonderece temiz ve fiyatını hak eden bir yer olduğunu gidenlerden duydum. Manzara tabiki yok. Fakat bunu temizliği ve 25TL/kişi + Kahvaltı lik fiyatı ile kapatıyor.  Ayrıca Yusuf kaptan'ın kardeşi olması da ekstra bir güven veriyor insana  (Yusuf Kaptan mevzusu yazının devamındadır)

Lycia butik otel: çukurbağ yarımadasında ama Thetis otel gibi dağa bakan tarafta değil meis tarafında manzara idare eder. Sabah kahvaltıları yine giden ve zevkine güvendiğim arkadaşlardan edindiğim bilgiye göre oldukça başarılı. Yine temizlik te aynı şekilde. Ama fiyatı biraz üzebilir güncel fiyatları www.booking.com  da var.

Benim genel değerlendirmem;  küçük çakıl plajı tarafındaki otellerde deniz manzaralı bir odada kalmak en doğrusu.  Çukurbağ'dan arabasız kaşa gitmek mümkün değil. E Kaş'a gidip o manzaraya karşı içmemek te hem manzaraya hem rakıya ayıp. Hergün otel parası kadar parayı taksiye vermek istemiyorsanız merkezde kalmak en doğru tercih. Ucuz olması da yine bir başka tercih olmalı çünkü zaten Kaş'ta maximum 2-3 gece kalınır gündüzler için dolu dolu birsürü yapacak şey var gece de yemek yenebilecek güzel yerler var yani yatmadan yatmaya gidilecek yerin temiz,güvenilir ve ucuz olması yeterli diye düşünüyorum.

Kaldığım oteller ile ilgili puanlamalarım.

 Hotel La Villa   --> manzara süper (10/10) otel pis bakımsız 2/10 fiyat idare eder (5/10)  55TL/kişi +kahvaltı 2010

 Thetis Otel     --> manzara kötü (3/10)  otel temiz bakımlı (7/10) fiyat idare eder (6/10) 49TL/kişi + kahvaltı 2010


Yeme içme yerleri

Spagettici : Yerini tam tarif edemeyeceğim internette de arattım ama bulamadım. Eski askerlik şubesinin olduğu sokakta kırmızı beyaz renklerin hakim olduğu köşebaşı bir dükkan. Bulamassanız da üzülmeyin başka yerlerde daha iyisini de yeme şansınız olacak (Bkz: Göcek Limon restaurant).  Buranın meşhur makarnası Deniz Mahsüllü Makarna güzel mi derseniz hakikaten çok güzel. Domates soslu yada kremalı tercih edebilirsiniz. Ancak benim görüşüm biraz fazla İtalyanvari bir restoran belkide böyle olması güzel ama yemekten sonra üzerine sadece espresso içebiliyor olmak beni pek açmadı. Fiyatları da bir o kadar tuzlu. Bir anı olması için tercih edilebilir ancak alışkanlık yapmak bütçeye ve mideye zarar verebilir zira prosiyonlar 2 kişiyi bile doyurabilecek büyüklükte.


Çınar pide-pizza: Bakmayın internetteki yorumlarına  berbat bir yer. Pahalılığını söylemiyorum pideler  tek kelimeyle beş para etmez. Pizza denemedim ama pide böyleyse pizza denemeyerek hiçbir şey kaybetmediğimi düşünüyorum.  Spagetticiye çok yakın. Zaten o işe yarıyor spagetticiyi bulmak istediğinizde zorlanırsanız burayı bulun bahçenın hemen sol çaprazında spagetticiyi bulabilirsiniz. Sakın şurda bişeyler atıştırıp geçiştireyim diye girmeyin gereksiz olacaktır.


Bahçe Balık:  Adres: Süleyman Sandıkçı Sok. No:18  Kaş,  Anıt mezar yakınında.  Bahçesi büyük olduğu için sanırım rezervasyon yapmaya gerek kalmadan da yer bulabilirsiniz ancak yinede buranında Kaş'ın tabulaşmış mekanlarından olduğunu her gidenin burayı bir tur övdüğünü düşünürsek açıkta kalma ihtimaline karşı rezervasyon yapmakta fayda var  (+90 242 836 27 79) .  Genelde fazla övülen yerlere karşı bir antipatim vardır. Bahçe balık ise gidip yemek yedikten sonra çok meşhur olduğunu öğrendiğim bir yer o yüzden daha objektif değerlendirebilirim. Gerçekten de nezih, temiz, ve övgüyü hak eden bir yer. Balıklar taze mezeler gayet güzel, fiyatlar ise makarnaya veya pideye vereceğiniz paralarla kıyaslandığında gayet makul seviyede. Giderseniz ahtapot ızgarayı özellikle tavsiye ederim. Ha birde çok geç kalmayın mezeler tükenebilir.


 Bahçe Et : Bahçe balık'ın hemen orda anıt mezar yakını o yüzden ayrıca adres vermiyorum. Yine burası da bahçe balık gibi çok methedilen bir yer biz biraz geç gittiğimiz için pek meze kalmamıştı ve  saat 12 den önce kapattıkları için zaman baskısı altında bir iki parça birşeyler yedik çok memnun kaldığım söylenemez. Zaten lahana sarmalarını "Rezerve" deyip bana vermedikleri anda gözümden düştüler. Sanırım yine buranın en meşhur yemeği kağıtta balık ama biz balık yemediğimiz için bir şey diyemiyeceğim. Fiyat konusuna gelince hesabı ödemediğim için fiyattan emin değilim ama menüdeki fiyatlar idare ederden biraz daha yüksekti sanırım. (Eğer illa "Bahçe" de yemek yiyecem diyorsanız Bahçe balık, Bahçe Et'ten önce gelir.) ama illada gidecez diyosanız ya rezervasyon yaptırın yada erken gidin.


Keyif Cafe-Bistro:  İşte burası tam tavsiye edilecek yer. Gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Manzarası yemeklerın ve mezelerin lezzeti, güleryüzlü personeli ile internetteki Kaş la ilgili sayfalarda bulamayacağınız ama gayet memnun kalacağınız bir mekan.  Adrese gerek yok meydandaki heykelin hemen orda denize sırtınızı döndüğünüzde karşınızda göreceksiniz.  Bilmiyorum herzaman öylemi ama gittiğimizde çok sakindi dolayısı ile rezervasyona ihtiyaç duymazsınız diye tahmin ediyorum. Yinede;  Keyif cafe bistro Cumhuriyet meydanı No:14  tel: 242 836 1644 Burası hakkında söyleyebileceğim iki şey var bunlardan birincisi bizimle ilgilenen garson Ömer , Galatasaray'lı futbolcu Arda Turan'a acaip benziyor son derece güleryüzlü bir arkadaş, ikincisi ise her ne kadar bir arkadaşım daha iyisini yaptığını idda etse de güveçte karides 10 numaraydı denemeden geçmeyin. Diğer yediğimiz içtiğimize gelecek olursak ; Bira zaten Kaş genelinde şişede geliyor o yüzden sulu değil ayrıca efes, kalamar pişirme olarak vasattı ama tazeydi. Bunun dışındakileri hatırlamıyorum ama iyidir herhalde.

Mavi Bar:   canlı müzik var popüler bir mekan bunun dışında bi özelliğini gördüm desem yalan olur. Ama bişeler içecekseniz gecenin ilerleyen saatlerinde tercih edilebilir o da cumhuriyet meydanında heykelin oralarda.


Gün içi aktiviteleri

Tekne Turu: Öyle kolaya kaçıp limandan tekne turları kalkıyor demeyeceğim bunları gidince zaten siz de görürsünüz. Size alternatif bir tekne turu anlatmaya çalıaşacağım ama öncelikle genel izleyici profili ve standart tatilden vazgeçemeyenler için limandan kalkan tekne turları: adı üstünde limandan kalkıyor Kekova tekne turu diye 30-40 artık allah ne verdiyse o kadar insanı tekneye doldurup şansınıza göre iyi veya kötü bir teknede harika yerler görebileceksiniz bunun karşılığı 2010 rayici ile 40TL (tabi bu fiyat ta tutturabildiğine prensibine dayalı olduğu için pazarlıkla indirme şansınız var).  Nerelere gidiyor diyecek olursanız internette dünya kadar var açıp okuyun. Birde Kaş'a kadar gitmişken aynı yerleri Yusuf Kaptan'la gezme şansınız olacak. Tabi biraz zahmete girmeyi ve birazcık daha fazla ödemeyi göze alırsanız. Fiyatından bahsetmeyeceğim çünkü ne kadara anlaşırsanız anlaşın değecek.  Yusuf Kaptan ile irtibata geçip tekne turu yapmak istiyorsanız öncelikle Kaş'tan demreye kadar (35-40 Km) gitmeniz gerekecek. Tekne Demre'de  yaklaşık 6-7 m. Lik bir tekne kesinlikle lüks değil hatta ilk gördüğünüzde hayal kırıklığı bile yaratabilir. Ama motor sesine alıştıktan sonrası inanılmaz güzel tekne 4 kişinin rahatlıkla sığabileceği boyutlarda. Ön tarafta üstü tente ile kapalı 2 kişilik (ama 4 kişide rahatlıkla yatabilir) güneş yatağı, arkada ise yine oturabileceğiniz teknenin önüne göre daha serin sayılabilen 2. bir alan var.  Tekneye yemekli veya yemeksiz tutabilirsiniz bu size kalmış fiyat değişmiyor eğer yemekli tutarsanız malzemelerinizi kendiniz getiriyorsunuz Yusuf Kaptan size tersane koyunda güzel bir ateş yakıp getirdiklerinizi pişiriyor. Yada üçağızda restaurant tarzı yerlerde hazır pişmişleri değerlendirebilirsiniz (kişisel tavsiyem alın tavukları kendiniz pişirin).  Gezilecek yerler yada nerde ne kadar kalınacağı size kalmış. Yusuf kaptan ise Kaş'ta Keyif cafe bistro daki Ömer (Arda Turan) gibi güler yüzü ve insanlığı ile bi aksilik çıkmaz ise seneye yine buluşacağım bir diğer isim.
İletişim bilgileri: Yeliz Boat - Yusuf Ceylan 0535 871 7054   Çayağzı limanı demre / Antalya 

tekne turundan resimler (kekova)

tekne turundan resimler (kekova)

Yusuf Kaptan - tersane koyu

Üçağız tekneden görünüm

Scuba Diving: Kaş'ta yapılabilecek bir başka keyifli aktivite.  Amatörler kanun gereği maksimum 7m. Ye kadar dalabiliyor o da yanında bir eğitmen olması şartı ile.  Dalış teknelerinin amatörleri götürdükleri yer Liman Ağzı diye bir yer elbette birkaç çeşit balık görebileceksiniz hatta dalmanın heyecanı tekbaşına bile tadılması gereken bir duygu ancak dalış için kayıt yaptırdığınız acentadaki resimlerde olduğu gibi resifler, deniz kaplumbağaları felan görmek istiyorsanız Discovery ya da National Geographic seyredin. Yada biraz kasın bröve alıp daha başka yerlerde daha profosyonel dalışlar yapın. Liman Ağzı size sadece biraz kaya birkaç çeşit balık ve dalma heyecanı tattırır. Babanızın kucağında araba kullanmak gibi.  Yinede tavsiye ederim. Ha birde o dalgıç kıyafetlerini giymek zorunlu değil uğrasmanıza değmez yanınızda bi tişort götürmeniz yeterli ama heves ediyorsanız keyif sizin.(Keyif Cafe Bistro' nun altındaki pasajdaki acentaya ait tekne ile gittik dalmaya adını unuttuğum için yerini yazıyorum eğitmenlerden birisi adaşım Utku Diğeri Mert bir Diğeri de Barış'tı tekne personeli de dalış personeli de tavsiyeyi hak ediyor yiyecek yoktu ama tüm içecekler teknede bedavaydı sanırım bu uygulama sadece bu teknede geçerli diğerlerinde böyle bir şey olduğunu sanmıyorum.)

Scuba diver Aysun

limanağzında dalış

Dalış bitti

Kaputaş Plajı: Yapacaklarınızı söylüyorum; gidin yukarıdan fotoğraflarını çekin geri dönün. Yada uğraşmayın internette birsürü fotoğrafı var 2008 dünyanın en romantik plajı nın. Hiç gereği yok. Bir internet efsanesi.  Kabul ediyorum kesinlikle fotoğraflarda büyüleyici görünüyor altın sarısı kum, turkuaz bir deniz kayaların arasında küçücük bakir bir plaj. İşte gitmeden önce bendeki kaputaş olgusu bu şekildeydi. Ki internet de bu düşüncelerimi fazlasıyla destekleyen yazılarla doluydu. Ama plaja indiğimde şunu gördüm altın sarısı kum yok hatta kum yok plaj çakıllardan oluşuyor. Deniz gayet dalgalı (aslında deniz cok o kadar kotu değildi ama o hayal kırıklıgı ile ondan da zevk alamadık) ve o bakir koyda 1 metre arayla guneşlenen denize giren birsürü insan.   Hatta hani internette bir sürü yazı var ya amman yanınıza su alın orda hiçbir şey yok şeklinde onalara da inanmayın içeride haşlanmış mısır dahil birsürü şey var fahiş fiyata güneş şemsiyesi dedahil.  Sanırım buraları ilk keşfedenler için yada herkes keşfetmeden önceki zamanlarda gerçekten de güzel bir yerdi Kaş ile Kalkan arasında alakasız bir yerde yanında yöresinde yerleşim olmayan bir yerde böyle bir plaj hakikaten güzel. Ama artık herkes biliyor bırakın sizin aklınızda resimlerde gördüğünüz gibi kalsın.

Yukarıdan bakınca altın sarısı kumları ile Kaputaş plajı

Plaja inen merdivenler ve haşlanmış mısır satış ofisi

Altın sarısı kumların yakından görünüşü